Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. Fiil to put on a par with
  2. Fiil to lump
  3. Fiil to lump someone in with someone
  4. Fiil to lump something in with something
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

bir adayı sınava tabi tutmak
to examine a candidate Fiil
bir aracı tescil yükümlülüğünden muaf tutmak
to exempt a vehicle from the obligation to be registered Fiil
bir arada tutmak
to hold together Fiil
bir avukat tutmak
to employ a solicitor Fiil
bir avukat tutmak
to retain a solicitor Fiil
bir avukat tutmak
to engage a lawyer Fiil
bir avukat tutmak
to engage the services of a lawyer Fiil
bir belgeyi elinde tutmak
to withhold a document Fiil
bir bölgenin ekonomik hayatını kontrol altında tutmak
to control the economic life of a region Fiil
bir buluşla ilgili bütün hakları saklı tutmak
to reserve all rights in an invention Fiil
bir buluşu gizli tutmak
to impose secrecy on an invention Fiil
bir büro tutmak
to keep an office Fiil
bir ders takririnde (iyi) not tutmak
to take (good) notes at a lecture Fiil
bir derste not tutmak
to take notes in a lecture Fiil
bir durumu kontrol altında tutmak
to have a situation under control Fiil
bir dükkânı açık tutmak
to keep a shop open Fiil
bir evi gözetim altında tutmak
to set a guard on a house Fiil
bir fiyatı sabit tutmak
to peg a price Fiil
bir fiyatı tutmak
to valorize a price Fiil
bir girişimin kontrolunu elde tutmak
to have control of an undertaking Fiil
bir girişimin kontrolünü elde tutmak
to have control of an undertaking Fiil
bir hakkı elinde tutmak
to retain a right Fiil
bir halkı baskı altında tutmak
to keep down a people Fiil
bir hastayı röntgen ışınına tutmak
to irradiate a patient Fiil
bir imtiyazı elde tutmak
to withhold a concession Fiil
bir işi ayakta tutmak
to keep a business afloat Fiil
bir kampta nöbet tutmak
to guard a camp Fiil
bir kimseyi bir şeyden sorumlu tutmak
to hold (to make) someone accountable for sth Fiil
bir kimseyi örnek tutmak
to imitate Fiil
bir kitabı sansüre tabi tutmak
to expurgate a book Fiil
bir konuşma sırasında not tutmak
to take record of a speech Fiil
bir konuya yeni ışık tutmak
to throw fresh light on a subject Fiil
bir konuyu gündem dışı tutmak
to rule a question out of order Fiil
bir konuyu ötekinden ayrı tutmak
to keep one subject distinct from another Fiil
bir liste tutmak
to maintain a list Fiil
bir mahkemenin tutanaklarını tutmak
to record the proceedings of a court Fiil
bir mahpusu daha iyi gözetimde tutmak
to keep a better watch over a prisoner Fiil
bir mahpusu gözetim altında tutmak
to keep a prisoner under guard Fiil
bir makineyi dikkatli revizyona tâbi tutmak
to subject a machine to a careful overhaul Fiil
bir memleketi baskı altında tutmak
to hold down a country Fiil
bir meseleyi hep göz önünde tutmak
to keep track of a matter Fiil
bir miktar tutmak
to aggregate Fiil
bir mülkü kayyum sıfatıyla zilyedinde tutmak
to hold property as a trustee Fiil
bir mülkü kayyum sıfatıyla zilyetinde tutmak
to hold property as a trustee Fiil
bir mütercim tutmak
to supply an interpreter Fiil
bir oda tutmak
to take a room Fiil
bir patent hakkını yürürlükte tutmak
to maintain a patent in force Fiil
bir politikayı dikkate almak, göz önünde tutmak
to regard a policy Fiil
bir sekreter tutmak
to take a secretary Fiil
bir sendikayı işletmesinden uzak tutmak
to keep a union out of one's plant Fiil
bir sınavdan muaf tutmak
to absolve from an examination Fiil
bir sırra aniden ışık tutmak
to flash a sudden light upon a mystery Fiil
bir sigortayı yürürlükte tutmak
to maintain an insurance in force Fiil
bir siparişi işleme tabi tutmak
to process an order Fiil
bir siyasi partiyi tutmak
to sustain a political party Fiil
bir soruna yeni bir ışık tutmak
to throw a new light on a matter Fiil
bir şey üzerine kuvvetli ışık tutmak
to flash a beam of light on sth Fiil
bir şeye değerli ışık tutmak
to shed valuable insight into Fiil
bir şeye ışık tutmak
to shed light on sth Fiil
bir şeye ışık tutmak
to throw a light on sth Fiil
bir şeye yeni bir ışık tutmak
to cast a new light on sth Fiil
bir şeyi ayrı tutmak
to make a distinction (between Fiil
bir şeyi ayrı tutmak
to keep something separate Fiil
bir şeyi ayrı tutmak
to discriminate (between Fiil
bir şeyi emre amade tutmak
to hold something at sb's disposal Fiil
bir şeyi kilit altında tutmak
to keep something locked up Fiil
bir şeyi muallakta tutmak
to hold something in suspense Fiil
bir şeyi muallakta tutmak
to hold something in suspence Fiil
bir şeyi saklı tutmak
to make it a proviso Fiil
bir şeyi sımsıkı tutmak
to keep a tight hold of sth Fiil
bir şeyi yüksek tutmak
to keep up Fiil
bir şeyin hesabını tutmak
to keep an account of sth Fiil
bir şeyin hesabını tutmak
to keep count sth Fiil
bir şeyin hesabını tutmak
to keep tally of sth Fiil
bir şeyin kaydını tutmak
to keep record of sth Fiil
bir şeyin kullanımıni mahfuz tutmak
to reserve the use of sth Fiil
bir şeyin kullanımıni saklı tutmak
to reserve the use of sth Fiil
bir şubenin kontrolunu elinde tutmak
to have control of a department Fiil
bir şubenin kontrolünü elde tutmak
to have control of a department Fiil
bir temsilci tutmak
to retain an agent Fiil
bir tercüman tutmak
to engage an interpreter Fiil
bir toplantının zabıt ptılarını tutmak
to take the minutes of a meeting Fiil
bir tutukluyu kilit altında tutmak
to lock up a prisoner Fiil
bir ülkeyi baskı altında tutmak
to hold down a country Fiil
bir ülkeyi egemenliğinde tutmak
to exercise sovereignty over a territory Fiil
bir vergiden muaf tutmak
to give a dispensation Fiil
bir yerin yolunu tutmak
to betake Fiil
bir yol tutmak
to take a course Fiil
birini bir mevkide tutmak
to maintain someone in a position Fiil
birini bir sınavdan muaf tutmak
to dispense someone from an examination Fiil
birini bir şeyden muaf tutmak
to dispense someone from sth Fiil
birini bir şeyden sorumlu tutmak
to make someone liable for sth Fiil
birini bir şeye (sınav vb) tabi tutmak
to put through Fiil
birini bir yükümlülükten muaf tutmak
to exempt someone from a liability Fiil
birini çetin bir eğitime tabi tutmak
to put someone through the mill Fiil
birini zorla tutmak ; birini bir şey yapmaya zorlamak .
constrain someone constrain someone to do sth
büyük bir rakam tutmak
to make up a considerable amount Fiil
davasına bakmak için bir avukat tutmak
to get a lawyer to plead one's cause case Fiil
epey yüksek bir rakam tutmak
to run to a respectable figure Fiil
işgal birlikleri bir ülkede tutmak
to keep occupation troops in a country Fiil
işgal birliklerini bir ülkede tutmak
to keep occupation troops in a country Fiil
kafasında bir sürü ayrıntı tutmak
to hold a mass of details in one's head Fiil
malları sıkı bir teftişe tabi tutmak
to submit goods to a careful examination Fiil
milleti bir arada tutmak
to hold the nation together Fiil
önemli bir yer tutmak
to loom large Fiil
örnekleri bir dizi teste tabi tutmak
to put samples from through a seris of tests Fiil
US bir demiryolu hattını trafiğe açık tutmak
to maintain a railway (railroad) Fiil
ücretini peşin ödeyerek bir avukat tutmak
to put a lawyer on a retainer Fiil
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.